KARAVANLA EGE TURU 1

ANTİK KENTLERLE BAŞLIYORUZ, SAGALASSOS, AFRODİSİAS…

BİR SÜREDİR ANTİK KENTLERİ İHMAL ETmiştik. COVİD 19 ORTALIĞI KASIP KAVURURKEN, KALABALIKLARDAN UZAK YERLERİ TERCİH ETMELİYDİK!

Seyahat planımızı yaparken öncelikle, çok merak ettiğimiz 2 antik kenti düşündük… Deniz seviyesinden 1600/1700 metre yüksekte kurulmuş ender Antik kentlerden biri olan Sagalassos, ilk hedefimizdi!

Deniz seviyesinden bu kadar yüksekte böyle büyük antik kentlere kolay kolay rastlanmıyor. Bu yüzden “gizemli” olarak adlandırılan Sagalassos’ta yerleşilme sebebi aslında çevrede çok sayıda su kaynağının olması, toprakların verimliliği, kolay ulaşılabilen madenler, seramik yapımına uygun malzemenin bolluğu ve en önemlisi güvenlik!

Sagalassos Antik kentini Ağustos ayında, güneş yüksekte iken gezmenizi tavsiye etmiyoruz. Kente, saat 16.30 sularında ulaştık; güneş etkisini nispeten kaybetmişti… Böyle ören yeri gezilerinde hafif giysiler, şapka, hafif bir çanta ve yanınızda mutlaka su bulundurmanızı öneririz. Sagalassos için 1 buçuk ile 4 saat arası bir süre yeterli. Özellikle, suyu bir şelale gibi gürül gürül akan Antoninler çeşmesinin muhteşem görüntüsü bile “iyi ki geldim” demek için bir sebep!

MS 160-180 yılları Arasında Roma İmparatorluğunun ihtişamını yansıtmak amacıyla Marcus Aurelius döneminde yapılmış. Kentin tam merkezindeki çeşme 28 metre genişliğinde, 9 metre yükseklikte! Dionysos’a ithaf edilmiş çeşme üzerindeki dev heykeller de muhteşem! Toroslara sırtını dayamış Sagalassos’tan Ağlasun manzarası ise ayrı bir güzellik sunuyor…

Kentte ilk yerleşim izleri 12000 yıl öncesine dayanıyor. Sagalassos’u M.Ö. 3000-2000 arası Luwiler kurmuş, M.Ö. 300 yıllarında Makedonya imparatoru Büyük İskender’in ele geçirmesinin ardından Helen kültürü yerleşmiş.

Nekropol, kaya mezarları

Kent, en gözde dönemini M.Ö. 25’ten M.S. 570 arasında Roma imparatorluğu zamanında yaşamış!

541-542 yıllarındaki Veba salgını ile 6 ve 7’nci yüzyılda yaşanan iki büyük deprem Sagalassos’un sonunu getirmiş…

Binalarda kullanılan dev taş blokları, heykelleri ve ağır sütunları gördükçe, o zamanki teknoloji ile tüm bunlar buraya nasıl taşındı ve nasıl inşa edildi sorularını sormadan edemiyor insan… Helenistik dönem izlerini taşıyan antik tiyatroda da iki büyük depremin izleri var!

Yakın zamanda (1990-2013) başlayan kazılarla, Antoninler çeşmesi yeniden ayağa kaldırılmış. Kentin büyük bölümünün çok iyi korunmuş olması, burayı daha çekici yapıyor.

Sagalassos‘u büyük bir keyifle gezdikten sonra, 40 km’lik yolu daha göze alarak eski arkadaşım, MAKÜ. Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Serdar Tuna ve eşi Dide ile buluşmak için Bimtaş göl tesislerine gittik.

EBEDİ DOSTLUK!

Eşim Figen ile gerçek dostların, araya ne kadar zaman girerse girsin yeniden buluşunca aynı sıcaklıkla biraraya geldiğine inanırız… Serdar ve Dide ile özlem giderdiğimiz, zamanın su gibi aktığı, keyifli bir sohbetin ardından geceyi Burdur’da geçirdik.

Burdur Gölü kıyısındaki Bimtaş Göl tesisleri nezih ve güzel ancak pandemi döneminde çalışanların biraz daha hijyen kurallarına, fiziki mesafeye dikkat etmesi gerekli! Müzik seçimleri ise son derece kötü ve ses yüksekliği, sohbeti zorlaştırıyor… Bu yüzden sesi kıstırmak zorunda kaldık!

Sagalassos’tan çıkan dev heykellerden biri!
Sagalassos’tan güneş saati

Ertesi sabah Sagalassos’tan çıkan tarihi eserlerin büyük bölümünün bulunduğu Burdur Müzesini gezdik.

(Bu seyahatte antik kentleri gezdikten sonra müzelerini görmeye gayret ettik, faydasını da gördük.) Önce kilise, sonra Sinema olarak kullanılmış muhteşem binası ile Burdur tabiat tarihi müzesini de görmenizi özellikle tavsiye ederiz!

Öğle saatlerinde çok merak ettiğimiz Afrodisias‘ı görmek için yeniden yola koyulduk…

YOL DURUMU !

Bayramın hemen ardından, kalabalıklar durulurken 4 Ağustos günü yola koyulduk. 434 kilometrelik mesafeyi 6 saatte katederek Ağlasun’a 7 km uzaklıktaki Sagalassos’a ulaştık… Bolvadin üzerinden ve Eğirdir gölünün kuzeyinden geçen güzel manzaralı bir rotayı tercih etmiştik.

Rotamızda Ankara’ya 210km mesafede ( W3FC+8J Aşağıkurudere, Emirdağ/Afyonkarahisar ) kodu ile google maps’te kolaylıkla bulabileceğiniz Çeşme adında bir mola yeri gördük, suyunun güzel olduğu söyleniyor, karavanla ücretsiz konaklayabilirsiniz… Yol durumuna gelince; Isparta-Antalya yolundan/ Ağlasun-Burdur yoluna dönüşten itibaren virajlar başlıyor. Ağlasun-Sagalassos arası 7 km tırmanış var, bu yol da çok virajlı ama manzara giderek güzelleşiyor. Sagalassos- Burdur arası 40km ancak ilk 20km’lik bölümün virajı bol ve toplam 1 saat sürüyor!

YORUM YÜZDESİ

YANITINIZI BIRAKINIZ