KARAVANLA EGE TURU 4 AKTUR“karavanyazlıkçılık”

İKİ UCU BALLI KAMPİNG!

HEM DE ÇOK BALLI! AKTUR, TÜRKİYE’NİN AN İTİBARI İLE (BİZE GÖRE) EN BAŞARILI
KARAVAN KAMPI … KARAVAN HAYATI’NA GÖNÜL VERENLER İÇİN AYNI ZAMANDA ÇOK TARTIŞILACAK KAMPİNG; YİNE AKTUR!

BU YAZIYI YAZMAK İÇİN ÇOK BEKLEDİK, ÇOK DÜŞÜNDÜK (GEZDİK- GÖRDÜK)
VE NİHAYETİNDE KARAR VERDİK! TÜRKİYE’DE -BİR ÇOK ŞEY GİBİ- KARAVANCI OLMAK DA
ZOR…

AKTUR’DA HAYAT ÇOK GÜZEL!

İki ayrı yönde(hem doğu-hem batı), iki koyu olan, pırıl pırıl-mavi bayraklı denize sahip bir kamping! Dünyanın en güzel sahillerinden biri olduğu tartışılmaz. Özellikle İşletmecilik anlamında da bizde az bulunan, oturmuş bir tesis olduğunu söylemek lazım; Marketleri, restoranı, fırını, doktoru, eczacısı, pazarı, kuaförü, voleybol-basketbol sahası, tenis kortları, kiralık buzdolapları, dolmuş servisi, turizm acentesi! Karavan atıklarını boşaltma üniteleri… Öncelikli ihtiyaçları karşılamak için her şey var…

KARAVANCILIĞA YENİ BİR BOYUT!

Öylesine oturmuş ki! “Stabilite” sözü ile tanımlanabilir, çünkü bu tesisi yazlık gibi kullanan
“karavancı”lar var. Çekme karavanlarını bu tesiste kışlatan, havalar ısınınca “Karavanına giden” sonuçta tüm yazı orada geçiren kampçı dostlarımızın Karavancı olup olmadığını da tartışmaya açmak lazım. Seçimlerine de saygı duyuyoruz. Aktur’un adını değiştirmesini ya da tesisi yeniden düzenleyip, sürekli kalan-kamp yapan olarak ayırmasını öneriyoruz…

BEYAZ SARAY’A DAHA KOLAY ULAŞIRDIK!

Geçen yaz, bir arkadaşımızın yarattığı boşluk sayesinde AKTUR ‘da 10 gün kalma şansı yakaladık. Gerçekten çok güzeldi. Ayrıntıları, yazımızın devamında. Sonraki yaz için rezervasyon yaptırmak istedik. Kış sonunda aramamız gerektiğini söylediler -Şu ana dek her şey normal- . Böylece, Aralık ayında rezervasyon için aradık. “10 ocak’ta rezervasyonumuz başlıyor” dediler. Herhangi bir normal insan gibi o günü bekledik.

BİR TELEFON, KAÇ GÜN MEŞGUL OLABİLİR?

10 ocak’ta telefon ettik; karşı taraf meşgul! Hem de günlerce! Bir ara telefon, nasıl olduysa açıldı ve rezervasyon isteğimizi ilettik. Telefonu açan kişi, orada temizlik görevlisi olduğunu, öğle tatilinden sonra aramamız gerektiğini, yardımcı olamayacağını söyledi. Tabii ki sonraki aramalarımızda da hep meşgul bir telefonla karşılaştık.
Aktur’da yıllardır kamp yapan arkadaşlarımızı aradık. Öğdendiğimiz şu; Karavanını yazlık gibi kullanan-kışı orada geçirtenlere- öncelik tanınıyor, onların rezervasyonu alındıktan sonra, diğer karavancılara sıra geliyor-muş…

YAZ BİTTİ! SONBAHAR VERELİM

Günlerce uğraşmamızdan sonra telefonu düşürdüğümüz anda, karşıdaki görevli; Temmuz-Ağustos ayının
tamamen dolu olduğunu söyledi. Haziran ya da Eylül ayında kalan boşluklarda rezervasyon şansımız kalmıştı!

Temmuz’u planlarken, Eylül ayına 20 günlük rezervasyon yaptırabildik.

Günlük hayat çok güzel! Yüksek çam ağaçlarının gölgesinde -ağustos böceklerinin şarkıları eşliğinde- sakin
ve keyifli bir kamptasınız. Büyük koy’a 2 dakika mesafedesiniz. Eğer o taraf dalgalı ise, küçük koy 4 dakika
mesafede! Tuvaletler-duşlar tertemiz. Çamaşır yıkama biriminde ücretini ödeyerek çamaşırlarınızı tertemiz
yapıyorsunuz.

Yemek pişirme ünitelerinde kolaylıkla yemeğinizi hazırlıyor, bu sayede orman yangını ihtimalini
sıfırlıyorsunuz.

Pazarı “Pahalı”olsa da haftada üç gün emrinize amade! Öyle ki; kamping’den çok, sakin bir köy hayatı gibi… Her sabah Aktur’un sahil şeridinde yürüyüş yaptık. Sahilin diğer ucu 1400 metre, küçük koy tarafına gidiş 400 metre, yani bir tur 1800 metre, 2 tur sahil parkurunda yürümek 6 buçuk kilometre civarı… Böylece günlük ideal yürüyüş tempomuzu yakaladık! Hemen peşinden 15-20 dakikalık yüzme de günün güzel geçmesi için ideal…

Aktur’dan sonra sonbaharda Altınkamp‘ta kaldık. Kış başlarken güneye indik. Çok konuşulan KAŞ kamping‘i gördük (kalmak istedik ancak telefonlarımıza cevap bile vermediler) gidip ziyaret edebildik. Bu üçlü arasında her şeye rağmen Aktur birinci durumda! Umarız, güzel ülkemizde daha güzellerini, daha iyi ve daha akılcı işletilenleri görebiliriz. Çünkü, özellikle pandemi döneminde artan taleple karavancılık ülkemizde de çok büyüdü. Ancak felsefesini özümseyenler hala azınlıkta!

YANITINIZI BIRAKINIZ