BİR ZAMANLAR “OSMANLI” İLE ÖZDEŞLEŞEN “fes” İN ADI BU ŞEHİRDEN GELİYOR!

OTANTİK SÖZCÜĞÜNÜN TAM KARŞILIĞI DEDİĞİMİZ ÜLKENİN TAM DA ORTASINDA, MODERN VE GELENEKSEL YAŞAMIN NE KADAR İÇ İÇE GEÇTİĞİNİ GÖREBİLİYORSUNUZ!

FAS’IN, HATTA KUZEY AFRİKA’NIN EN ZENGİN ŞEHİRLERİNDEN BİRİ, AYNI ZAMANDA MANEVİ BAŞKENTİ FES…

Mavi Şehir Chefchaouen‘ den yaklaşık 5 saatlik bir yolculukla Fes’e ulaştık. İki şehrin arası aslında 200 km ama araçlar, hız sınırına harfiyen uymak zorunda olduğu için, bir de yolda mola verince bu süre normal! Şehre ulaşır ulaşmaz, en çok merak ettiğimiz geleneksel deri işleme atölyelerine gittik. Şehrin bu kısmı, yoksulluğun tam anlamı ile hissedildiği yerler.

HAS SEKTÖR 😉

Turistleri, deri atölyelerinde gezdirmek için ayrı bir sektör oluşmuş. Böyle durumlara ben “Has sektör” diyorum. Hangi dükkanı gezeceğimiz önceden belirlenmişti. Kokudan daha az etkilenmemiz için kapıda hepimize birer tutam taze nane veriliyor. Gerçekten koku, bir süre sonra dayanılması güç hale geliyor-ama serde gezginlik var- dayanıyoruz.

Daracık merdivenler aracılığı ile küçük küçük dükkanları geçerek en üst kata ulaşıyoruz.

Teras, derilerin hem tabaklandığı hem de doğal malzemelerle renklendirildiği onlarca havuzu görmek için ideal. Sosyal medyada, Fas ve dericilik konusunda en çok paylaşılan fotoğrafların çoğu işte bu noktalardan çekiliyor.

Orada olmanın verdiği duygu ise çok farklı; sanki zaman yolculuğuna çıkmış ve 50-60 yıl geriye gitmiş gibi hissediyor insan. Bu arada yüksekten küçücük görünen o havuzların içinde derileri işleyen işçilerin, ne kadar zor bir iş yaptıklarını o anda anlayabiliyorsunuz.

BU İŞİ BERBERİLER YAPIYOR!

Bu işi Fes’te sadece Berberi’ler yapıyor yani, meslek babadan-oğula geçiyor! Tabii ki fizik gücünün zirvesinde iken yapılabilen bir iş! Derileri yumuşatmak için kullanılan hem geleneksel hem de doğal malzeme; güvercin dışkısı! Deri ve güvercin dışkısı bir araya gelince, o dayanılmaz kokunun yanı sıra yumuşacık deri ortaya çıkıyor… Fiyatlar ise tam anlamı ile “TURİSTİK”. Gelmeden duyduğumuz Fas usulü pazarlığın ne olduğunu burada bire bir örneklerini görmeye başladık! Burnumuza ısrarla dayadığımız nanelerimizle, dilencilerin arasından zorlukla geçerek tabakhaneden uzaklaşıyoruz…

TAJİN 2

Öğle Tajinimizi!! Bir zamanlar sarayın bir parçası olduğunu sonradan öğrendiğimiz, otantik dekoru ve çok estetik yüksek tavanı ile muhteşem görünen bir restoranda yedik! 

Yemek öncesi ve sonrası doğal olarak restoran temalı fotoğraflar çekmeyi de unutmadık.

TARİHİN İÇİNE YOLCULUK!

   Sırada, Unesco Dünya Mirası Listesinde yer alan Fes Medinası var. Kale duvarlarının üst kısmından, bir açık pazardan girdiğimiz eski Fes oldukça ilgi çekici.

Bizim gibi turistlerin çoğunluğu oluşturduğu bir kalabalıkla birlikte yürüdük. Moulay Idris Medresesi, Attarine Medresesi, Nejarine Müzesi ve Meydanının yanı sıra deri ve el sanatları atölyeleri, her köşede görülmesi gereken o kadar çok şey var ki!

Fas’ta camilere ibadet saatleri dışında girmek yasak. Atterine Medresesi artık müze olarak hizmet veriyor. Böylece bu güzelliği görme şansımız oldu. Mimarisi tam anlamı ile harika! İnce ince işlenmiş ahşap parçaların yanı sıra seramikler de göz alıcı.

Fes, Magribi mimarinin hakim olduğu bir şehir.

Bu medresede başarılı öğrenciler, üst kattaki odalarda kalma şansı yakalıyormuş!

Ve üst kattaki o minicik odaların pencerelerinden yeşil sırlı kiremitleri ile diğer Camilerin çatıları muhteşem görünüyor.

Fas’ta yeşil sırlı kiremitler aynı zamanda, Berberi islam kültürünün bir göstergesi.

Moulay İdris Medresesi ibadete açık olduğu için turistlere giriş izni yok.

Daracık sokaklardaki çok sayıda mağaza ve atölyenin arasından geçerek nihayet Nejarie Müzesi ve meydanına ulaştık.

EL İŞÇİLİĞİ SERAMİKLER, MOZAİKLER MUHTEŞEMDİ!

Çok yorulmamıza karşın günün sonunda bir Seramik ve Çömlek işletmesine uğramadan edemedik. Geleneksel Fas sanatlarından birinin hala yaşatıldığı bu işletmede, gördüklerimize hayran olmamak elde değildi. Ustalar bu mozaikleri ters tarafından işliyor! El emeğinin bu kadar yoğun olduğu bu ürünlerin hepsi birer sanat eseri!

Artık akşam yemeğini hak etmiştik yine de şehrin surlarını ve panoramik manzarasını görebileceğimiz bir tepeye uğramak iyi fikirdi!

Fes’ te kaldığımız otelin bulunduğu yeni şehir bölgesi ise bize Avrupa kentlerini anımsattı. Modern yapılarla dolu geniş caddeler, bir anda bizi yeniden günümüze taşımıştı!

Sonraki gün yine birçok sürprize gebeydi. Çünkü, bir isviçre kasabası, maymun ormanı ve çöl bizi bekliyordu!